Platform filminin konusu, bir hapishanede üzeri yiyecekle kaplı bir platform kat kat aşağı iner. Üst katlardaki mahkûmlar doyasıya yerken alttakiler aç ve çaresiz kalır. İsyan kaçınılmazdır. Binlerce seçenek, sınırsız eğlence.
Bu film dünden bugüne insan yaşamını anlatıyor çünkü. İnsandan, toplumdan, ikili ilişkilerden, eşit olmayan durumlarda ortaya çıkan farklı karakterlerden, inanmaya ihtiyaç duymaktan, merhamet dilemekten, iyilikten, kötülükten, konumundan ötürü değişen insanlardan, ödüllerden, cezalardan bahsediyor.
Platform Filminin Konusu
Filmin ana karakteri Goreng uyanıyor ve kendisini beton bir hücrede buluyor. Hücre numarası ise 48. Hücresini paylaştığı bir kişi daha var. Hücrenin ortasında ise büyük bir kare delik. Bu delikten yukarıda ve aşağıda olan hücrelerin sakinleri görülebilir.
Burası dikey bir yapı en üstten en alta doğru onlarca hücre var. Bir tür hapishane ama ana karakterin buraya kendi isteği ile geldiğini öğreniyoruz. Burada altı ay geçirecek, karşılığında ise bir diploma alacak. Diğer kişilerin de benzer hikâyeleri var. Herkes bu “merkeze” girdiğinde yanına bir şey almasına izin verirler.
The Platform, dikey şekilde konumlandırılmış bir hapishanede geçiyor. Her hücrede iki mahkumun kaldığı hapishanede, yemek günde sadece bir kere üst kattan aşağıya doğru gönderilmektedir. Üst kattaki mahkumlar yiyeceğe ulaşmak için çabalarken, alt katta bulunan mahkumlar, her gün biraz daha vahşileşerek açlıkla baş etmeye çalışır. Bir gün gözünü hapishanenin 33. katında açan Goreng, hapishanenin kurallarını iyi bilen Trimagasi ile birlikte yiyeceğe ulaşabilmek için zorlu bir mücadeleye girişir.
9 ödül ve 14 adaylığı bulunan ve yönetmenliğini Galder Gaztelu- Urrutia’nın üstlendiği ve İspanyol korku sinemasının gerçekten başarılı ve akıllıca işlenmiş bir eseri olan Platform filmimiz tamamen dispotik bir gelecekte geçiyor. Bu zaman da insanlar kaynakları tamamen tüketmişlerdir ve sosyal statü kazanmak içinde sadece Platform adı verilen hapishanede hayatta kalma savaşını vermek zorundadırlar. Bu hapishane bildiğimiz hapishaneler gibi değildir ve yapısı dikey ve çok katlı olarak tasarlanmıştır. Hapishanenin her katında bir hücre bulunmaktadır ve her hücrede de kendi özgür iradeleri ile orada bulunan insanlar vardır. Fakat bu hapishanenin başka bir özelliği daha vardır bu da sadece ve sadece en üst kattan günde bir kaç dakika boyunca yemek aşağıya gönderilmektedir ve elbette en alt katta kalanlar için bu bir ölüm kalım savaşıdır. Ama kısa bir süre içinde bu acımasız düzen bozulmak üzeredir çünkü en alt katta olan bir kişi herkesin aynı oranda yemek alabilmesi için bu düzene savaş açmak üzeredir. Toplumun yüzyıllardır kanayan yarasını bir korku filmi tadında izleyiciye sunan bu muhteşem filmi izlerken toplum düzenini bir kez daha sorgulamadan edemeyeceksiniz.